Çıplak yürek ve cesaretten öte bir şey; aşk gibi, tutku gibi, inanmak gibi. Tutulduğuna, inandığına yaşamak; yaşadığına kanından, nefesinden, ruhundan solunmak gibi. Hayat vermek, verdiği hayattan beslenmek gibi… “Ayıkken gördüğümüz bir rüya Kobanê” demiştik vaktiyle. Herkes görürdü çok geçmeden; vahşetin büründüğü hayasızlık bu topraklarda bir daha erdem suretinde belirmeye cüret edemeyecekti. Hiç kimsenin kendinden başka bir şey gibi görünemeye cüret edemeyeceği bir zamanın eşiğinde, kötülükte ...