Tüm dünya gördü, bütün bir dünya unutmuş göründü. Vahşetin akla sığmazlığının sağır bir yankı, sınır tanımaz dehşetin sığ ve yetim bir sözcük gibi uluorta bırakılışı. Halbuki kurbanlar orada ve gözlerimizin içine bakıyor; çocukların çığlıkları, kadınların paramparça yakarışları hala kulaklarımızda. Görmemeyi ve duymamayı, mülayim bir hayat ve sürdürülebilir dünya tasavvuruyla uyumlu ve zorunlu gören bir insanlık alemi. Kayıtlar ve görüntüler orada, herkesin erişebileceği bir iç çekiş mesafesinde ...